Kişide sıkıntı ya da rahatsızlık durumu ortaya çıkaran zorlayıcı düşünce, dürtü ya da imgelemlere obsesyon denir. Kompulsiyon ise bu durumu ortadan kaldırmaya yönelik düşünce ve davranışların görüldüğü hastalıktır.
Bu düşünce, dürtü, imgelem ve davranışlar yineleyici olduğu için TAKINTI HASTALIĞI olarak da isimlendirmek doğru olur. Bu tekrarlayan davranışlar bireyi sürekli endişe veren ve sonunu bir türlü getiremediği bir kısır döngüye sokar. Bu kısır döngü bireyin sosyal ve iş hayatını sürdürmesine engel olmaya başladıysa birey OKB (obsesif-kompulsif bozukluk) olabilir.
Araştırmalara göre dünya nüfusunun %2,5 gibi bir kısmı OKB ile yaşıyor ya da yaşamaya çalışıyor. Yaklaşık her 50 kişiden birinde OKB bulunmaktadır. Ancak birçok kişi, belirtilerinin hafif olması, hastalıklarını gizlemeleri, kimseye belli etmek istememeleri ya da yıllarca süren hastalıklarını artık benimsemeleri nedeniyle hekime başvurmaktan kaçınır.
OKB Belirtileri Neler Olabilir
Mikrop ya da hastalık bulaşacağı korkusuyla sürekli bedenini temizleme isteği ve davranışı.
Dışarıda dolaşırken ya da eve biri geldiğinde sürekli mikrop kapma korkusuyla el yıkamak.
Doğru yapıp yapmadığından sürekli şüphe duyarak tekrarlayan kontrol davranışı.
Evden çıkarken defalarca kapıyı, pencereyi, ocağı kapatıp kapatmadığını kontrol etmek.
Topluma ters düşen ve varlığından üzüntü duyduğu cinsel içerikli düşünceler.
Hem cinslerine karşı ilgi duyduğunu hissetmek ve hayaller kurmak.
Bu düşüncelerden rahatsız olsa bile zihninden uzaklaştıramamak.
Dini içerikli rahatsız eden düşünceler, çok dindar birinin Allah’ın varlığından şüphe duymak gibi dini inanışlarına ters düşen şeyler düşünmesi.
Simetri/düzen takıntısı ile milimetrik düzenlemeler yapmak.
Duvardaki tabloyu sürekli düzeltmek ya da sofra hazırlarken sofra düzenine saatler ayırmak.
Belirli nesnelere dokunmadan duramamak.
Çok sevdiği bir oyuncağa aşırı bağlanması ve ona dokunmadan uyuyamaması.
Adımları, eşyaları ya da söylediklerini belirli sayılara uygun bir düzende saymak.
Aşırıya kaçan para ya da gereksiz eşya biriktirme.
Batıl inanışlar, uğurlu sayı ve renklerin olması.
Kültürün getirdiği batıl inanışlara sıkı sıkıya bağlı olmak. Terlik ters dönmüşse evden çıkamamak, kara kedi görmekten korkmak örnek olarak verilebilir.
Her Takıntılı düşünce ya da tekrarlayan davranış OKB belirtisi değildir.
Çok düzenli olmak, temizliğe diğer insanlara göre biraz daha önem vermek, güvende hissetmek için birkaç defa kapıyı kontrol etmek ya da yukarıda saydığımız belirti ve özelliklerden birkaçına sahip olmak, birine OKB tanısı koymak için yeterli değildir.
OKB’li bireyin davranışları hayatını yaşamasına engel olmaya başlamıştır. Normal bir birey evden çıkmadan önce ocağı ya da fırını 2-3 kez kontrol ederken OKB‘li birey bu davranışı o kadar çok yapar ki sonunda evden çıkmaktan vazgeçecek noktaya gelebilir.
OKB’li birey endişelerini görmezden gelemez, görmezden gelmeye çalışmak ona acı verir ve ciddi bir gerginlik hissi yaşar. Evden çıkarken kontrol etmediği herhangi bir şey için ağlama nöbetleri yaşayabilir.
OKB Nasıl Tedavi Edilir?
Merkezimizde Obsesif Kompulsif Bozukluğu tedavisinde ilaç tedavisinin yanında bilinen en etkili yöntemlerden biri olan Bilişsel Davranışçı Terapi yöntemi kullanılmaktadır. Bu tedavi yönteminde kişi terapiye uyum sağladığında ve değişim için motive olduğunda oldukça yüz güldürücü sonuçlar elde edilebilmektedir.
Tedavinin bilişsel kısmı hastalara obsesyonla bağlantılı gerçekçi olmayan inançlarını tespit edip onları inceleyip alternatifler geliştirmeyi ve olumsuz inançların doğruluğunu test etmek için davranış deneyleri yapmayı içermektedir. Başka bir deyişle gerçekçi olmayan inançlar, düşünce eylem kaynaşması, abartılı sorumluluk algısı, belirsizliğe tahammül edememe ile ilgili çalışılır. Bu çalışmalar sırasında da davranışçı tekniklerden yararlanılır. Burada amaç davranışlar yoluyla düşünce ve inançlarda değişikliği sağlamaktır.
Tedavinin davranışçı kısmında kişi kaygı veren ve kaygı verdiği için kaçınma davranışlarını oluşturan düşüncelerle (obsesyon) aşamalı ve sistematik bir şekilde karşılaştırılmakta ve bu karşılaşmanın oluşturduğu anksiyeteyi azaltmak için devreye giren tekrarlayıcı hareketler önlenmektedir (tepkiyi engelleme). Hedef, düşüncenin oluşturduğu anksiyeteyi söndürmek ve alışma durumunun ortaya çıkışını sağlamaktır. Alıştırma tedavisi ve tepkiyi engelleme çalışmaları seans içinde planlanır ve terapist eşliğinde uygulanır. Kişinin bu uygulamayı ev ödevleri şeklinde seans aralarında, gerçek yaşam koşullarında da yapması beklenir. Böylece alışmanın pekişmesi ve kişinin bu yeni durumu yaşamına genellemesi sağlanmaya çalışılır.